Marshall Rosenberg Kimdir?
Şiddetsiz İletişim yöntemini geliştiren Marshall Rosenberg (1934-2015), 1940’lı yılların ABD’sinde Yahudi bir ailenin çocuğu olarak çok genç yaşta şiddetle tanıştı. Bir soyadının bile şiddete maruz kalma nedeni olduğunu yaşamak, insanların birbirlerine şiddet göstermelerine neyin yol açtığını anlama isteği, barışçıl çözümler sağlayacak alternatifleri araştırmak, onu klinik psikoloji alanında doktora yapmaya kadar götürdü. Şiddetin dil, düşünce ve iletişim tarzımızla ilişkisini kurarak Şiddetsiz İletişim sürecini geliştirdi.
Şiddetsiz İletişim ilk kez ABD’de, 1960’larda, devlet okullarında ve diğer kamu kuruluşlarında ırk çatışmalarına barışçıl çözümler bulmak için çalışan gruplarda uygulandı. Bu projelerde çalışan Dr. Rosenberg ve arkadaşları Şiddetsiz İletişim’i etkin biçimde geniş bir tabana yaymak ihtiyacı ile, 1984’te Şiddetsiz İletişim Merkezini (CNVC) kurdular.
Marshall Rosenberg’in ekibi, 500’ü aşan sertifikalı eğitmen aracılığıyla Şiddetsiz İletişim’i dünyada yaygın biçimde sunuyor. Ayrıca bu işle uğraşan yüzlerce gönüllü, seminer, atölye ve çalışma grupları örgütlüyor, uygulama gruplarına katılıyor ve ekipler koordine ediyor. Eğitim çalışmaları okullarda, iş yerlerinde, sağlık merkezlerinde, hapishanelerde, topluluk ve ailelerde, çatışmaları çözmeye ve önlemeye yardımcı olmak için yapılıyor. Marshall Rosenberg’in yol arkadaşları Sierra Leone, Sri Lanka Ruanda, Burundi, Bosna, Sırbistan, Kolombiya ve Orta Doğu gibi savaşlardan yara almış bölgelerde Şiddetsiz İletişim yöntemi ile arabuluculuk hizmetleri sunmaya devam ediyor.
''
Bizi doğamızdaki şefkatten koparan, şiddet ve sömürü odaklı davranışlara yönelten nedir? Ve bunun tersine, bazı insanların en zor koşullar altında bile doğalarındaki şefkate bağlı kalmalarını sağlayan nedir?
''
İsterim ki, bizler üç düzeyde barış yaratalım ve her birimiz bunu nasıl yapacağımızı bilelim. İlki, kendi içimizdedir. Bu, diyelim ki kendimizi mükemmel bulmuyoruz, o zaman da, kendimizle nasıl barış içinde olacağımızı bilmektir. Kendimizi suçlamadan ve cezalandırmadan kendi sınırlarımızdan nasıl öğreneceğimizi bilmektir. Bunu yapamıyorsak, dışımızdaki dünyayla barışçıl ilişkiler kurabileceğimiz konusunda pek de iyimser değilim. İkincisi, Şiddetsiz İletişim eğitimi insanlara kendi içlerinde nasıl barış yaratacaklarını ve aynı zamanda doğal bir şefkat göstererek diğer insanlarla nasıl bağlantı kuracaklarını gösterir. Üçüncüsü de, sosyal sistemlerimiz içindedir. Yarattığımız yapılara, yönetsel ve diğer yapılara bakmak ve aramızdaki barışçıl bağlantıları destekleyip desteklemediklerini görmek ve eğer desteklemiyorlarsa bu yapıları dönüştürmektir.
''
Empati diğerlerinin deneyimlediklerine karşı saygılı bir anlayıştır. Sık sık, empati sunmak yerine, içimizde güçlü bir tavsiye verme ya da teselli etme ve kendi halimizi ya da duygularımızı anlatma isteği duyarız. Oysa ki, empati, bizden zihnimizi boşaltmamızı ve diğerlerini bütün benliğimizle dinlememizi ister.”
''
Lütfen senden bir şey rica edersem, yalnızca küçük bir çocuğun aç bir ördeği beslerken aldığı keyifle yapacaksan yap. Senden bir şey rica ettiğimde içinde bir parça bile cezalandırılma korkusu taşıyorsan lütfen yapma. Senden bir şey rica ettiğimde içinde sevgimi satın almaya ya da seni daha çok seveceğime yönelik bir şeyler varsa lütfen yapma. Lütfen eğer senden istediğimi yapmadığında suçluluk uyanacaksa yapma. Lütfen eğer utandığın için yapacaksan yapma. Ve lütfen eğer görev ya da zorunluluk nedeniyle yapıyorsan yapma.